30 Nisan 2008 Çarşamba

Bugün gitmek istiyorum

Bugün gitmek istiyorum...

Başını penceremden içeri uzatan güneşi de alıp gitmek…
Önce bir bavul lazım, fazla büyük olmasa da olur,
Sıkıştıracağım neyim varsa içine.

Evet artık gidebilirim...

Bir maviye gitmeliyim...
Cebimde ki güneşi salmalıyım denizin üzerine…
Akşam olunca döneceği yeri bilir ne de olsa.
Denize girmeden önce ayaklarımı gezdirmeliyim kumsal da
Ara da dalgalar dokunmalı, içimi ürpertmeli bir anda,
Sonra gözlerimi kapatıp yavaş yavaş koşmalıyım denize,
Kaptırmalıyım kendimi denizin durmayan dansına.

Akşam olmak üzere…

Sanırım gitme zamanı.
Topladım minik bavulumu,
Denizle dansıma eşlik eden güneşimi de koydum cebime,
Gitmeden önce vedalaşmalıyım,
Arada kuşlarla koşuşturmalıyım.
Sonra dümdüz yoluma devam etmeliyim…

Bugün gitmek istiyorum…

Bir yeşile gitmeliyim…
….

Sibel Yılmaz

23 Nisan 2008 Çarşamba

23 Nisan Ulusal Egemenlikve Çocuk Bayramı


Bugün 23 Nisan neşe doluyor insaaann!!!

Atatürk' ün bu güzel günü Türk çocuklarına armağan etmesiyle birlikte diğer ülkelerden çocukların da katılımıyla daha bir renklenmiştir.


Ayrıca bugün iş de yoktu ben de güzel bi bayram geçirmiş oldum muehaheha=)


Tüm çocukların 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutlarım.

19 Nisan 2008 Cumartesi

Dinleyelim-4

Allahımm bu nasıl birşeydir böyle! :(((
+ Bir de Bond - Explosive dinlemenizi tavsiye ederim mükemmel:)

14 Nisan 2008 Pazartesi

Bir Camilo'nun Günlüğü!!!

Sonun da O da yapacağını yaptı...

Her zaman söylerim yakışıklı karizmatik bir o kadar da korkunç demeyeceğim arkadaşım Mert bloğunu açtıııı!! Evet sonun da!

Hadi o zaman ufak bir dalış yapalım sonra da kaybolalım!!! :D:D

http://aoiroheki.blogspot.com/

About Algebra

Eveğğğtt süper yakışıklı karizmatik arkadaşım Mert (Camilo) 'in ev arkadaşları Fatih, Serkan ve diğerleri yaptıkları müzikle 13. roxy müzik günlerine katıldılar.23 nisanda finalistler belli olacak 24 nisanda sonuçlar açıklanacak sabırsızlıkla bekliyoruz!!

Sadece müzik yapmak için bir şekilde biraraya gelen 5 adam... Olaylar, olanlar, olmak ve sürüp giden hayatlar... Sevinçler, acılar, aşk, özlem, hissetmek, nefret etmek, dalga geçmek, görmek ve anlatmak... Bazen herkesin gördüğüyle, bazen de sadece kendi gördüğümüz biçimiyle... Bir kaygı taşımadan, sadece bir içgüdünün dışavurum biçimi...
Ayrık parçaların biraraya getirilmesi...



İsmet Şen - Bass Guitar
Fatih Atmaca - Lead Guitar
Serkan Ulukut - Rythm Guitar
Arıkan Ektirici - Drums
Naim Şeyhoğlu - Vocals

Grup hakkın da daha fazla bilgi edinmek ve yaptıkları müziklere göz atayım kulak vereyim diyorsanız buradan buyurun...

http://www.myspace.com/algebra08

11 Nisan 2008 Cuma

Dün Gece ki Rüya'm ve İsteklerim =)

nıhahah nıhahaha...
Bir kaç gündür durmadan şarkı söylemek istiyorum, bağıra bağıra, çığıra çığıra =) Yaptığım bütün işler de elim çalıştığı gibi çenem de çalışır hale geldi sürekli mırıldanıyorum....derkennn dün gece rüyam da sahneye çıkmışım pouahhaa:))) Hep olmasını istediğim mikrofon da var ama onu da istediğim gibi gördüm. Nasıl mı? Böyle odamın tavanına asılı yumurta gibi yakalıyorum şarkı söylüyorum fırlatıyorum dönüyor dolaşıyor yine tutuyorum vs vs... Herkes alkışlıyo ama kimse yok göremiyorum pouahha=)))

Böyleaa işte... Heaa bir de o mikrofonu hala istiyorum ama odamın tavanına asılı olucak nihaha=)))

10 Nisan 2008 Perşembe

Limon Gibiyim !?!?

Sıkılıyorum, sıkılıyorum, sıkılıyorum!!!
Offf ya insan neye sıkıldığını nasıl bilmez, anlamıyorum içim de tuhaf bi sıkıntı var tarifsiz.. Ve hiç istemediğim şeyi istiyorum yağmur yağsın istiyorum mesela saat 18:00 gibi. Tam iş çıkışı yağmura tutulayım şemsiyem de yanım da yok sırılsıklam olayım durakta o kaldırımdan bu kaldırıma koşan insanları seyredeyim, hatta otobüs biraz geç gelsin, biraz daha ıslanayım, sonra üşümeyeyim hatta sıcak bassın gözlerimdeki sürmeler aksın kirpiklerimden, belki hıçkıra hıçkıra ağlarım yağmur sayesin de ne de olsa belli olmayacak…
İstiyorum evet yağmur yağsın istiyorum deli gibi, alır belki içimde ki tarifi belirsiz sıkıntıyı…

Limon gibiyim limooooğğnnn!! böhüüü:(

Eurovision !!!

Dün akşam haberler de seyrettim eurovision öncesi youtube da videolar şimdiden oylamaya koyulmuş, tam olarak rakamı hatırlamıyorum ama ıspanya en çok seyredlen videolar arasın da olmuş, ve yine yanlış hatırlamıyorsam seyredilme oranına göre bizim ilk 5 de olabilme imkanımız bir nevî varmış sanırım:)

Buyurun ıspanya-chiki chiki=)

Dinleyelim-3

Savage Garden - Truly Madly Deeply

Sabah sabah işe güzel başlamanızı sağlayacak bir şarkı, gerçi bu adamın neredeyse bütün şarkıları böyle ama bu sanki diğerlerinden daha farklı.=)

Bu arada video çok hoş olmuş demeden geçemeyeceğim, fakat sözlerine bakacak olursak böyle cümleler her erkeğin ağzından çıkmaz, sanki çok açık sözlü olmuş bur da heaaa=) pouhaahha

Dinleyelim o zaman=)

9 Nisan 2008 Çarşamba

Yağmurlar


Karanlıktayız…
Yağmur öyle bir yağıyor ki sanki yorulmuş bezmiş ve dolmuş…
Yine tam vaktini buldu.... gözyaşlarımı dokunuşuyla kapatan yağmur...
Daha bir ıslandı yanaklarım,
Bir o anladı neler olduğunu.
Oysa üşüyüpte titrediğimi anlamış olmandan öte,
Anlamanı isterdim senin için titreyen kalbimi…
Sibel Yılmaz

Dinleyelim-2

A Wındow Of My Dream - Nash Dıdan

Kaptırdım kendimi gidiyorum uçsuz bucaksız denizin de...

Kağıttan yaptığın gemiyle...

Sibel Ylmz

Boyfriend arm pillow !!!




Evet işte bundan istiyorum, bence çok şefkat verici, gördüğüm en şirin şeylerden birisi:(((


Dinleyelim-1

Otis Redding - These arms of mine

Dinleyelim, dinletelim, huzur bulalım...


7 Nisan 2008 Pazartesi

Tim Burton (The melancholy death of oyster boy)

Sıradışı ve tuhaf tarzı ile bilinen Tim Burton'un özellikle stop-motion animasyon tekniği ile çekilen filmlerinde karakterlerinin abartılı olmalarına rağmen insani değerlerini kaybetmemeleri dikkat çekmektedir. Sıradışı olan filmlerinde Gotik betimlemeler kullanır.

Ben yok böyle bir adam diyorum, yaptığı herşey gerçekten mükemmel. Gerek filmlerindeki konular olsun, gerek yazdığı ilginç yazılar olsun, gerçekten çok farklı... Bu da ilginç yazılarından bir tanesi:)

The melancholy death of oyster boy
(İstiridye çocuğun hüzünlü ölümü)

Adam ilan-ı aşk için kum tepesini düğün için deniz kıyısını seçti. Ve dokuz günlük balayı capri adasında geçti. İlk akşam yemeği: balık yahnisidoğrusu çarpıcı bir yemek. Adam yumuladursun kadından bir dilek. Dileği yerine geldi: bir bebek ama bir sorun doğdu o an:bir insan mıydı bu doğan? Gerçi beşer parmak vardı ellerde ayaklar da işitip hissediyordu da öyleyse mesele neydi ki? Ah bu çocuk öyle tuhaf bir şeydi ki! O aşk hikayesinin sonu buydu bu doğum o mutluluğun sonuydu çıkıştı doktora kadın:"Benim olamaz bu. Çok farklı huyu suyu. Kokusuna bakın:okyanus, yosun ve deniz suyu!" Doktor içerledi"Hanımefendi, kabahat benim mi oğlunuz yarı-istiridyeysesiz yine şanslısınız dün bu ilde gagalı bir kız doğdu. Üç kulaklı, her neyse. Siz en iyisi şirin bir eve taşının: sahilde uygun isim arandı epey. Sonunda Sam oldu adı. Tabii aslında"midyeye benzeyen o şey"sonra herkeste bir merak bir merak istiridye çocuk ne zaman kabuğundan çıkacak? Bir gün thompson dördüzleri onu görünce"çift kabukluuuu" diye alay edip kaçtı çabucak bir bahar günü sokakta unuttular Sam yağmur altında kaldı. Biriken suyun mazgaldan gidişine baktı-daldı. Annesi arabayı otobanda durdurmuş ön panele vurup duruyordu keder,hüsran,ızdırap.tahammül etmek zordu. Bir gece "hayatım" dedi kocasına"sakın alay ettiğimi sanma bana tuhaf gelen bir şey var kızmaca yok ama. anlaşılan yataktaki sorunlarından ötürü oğlumuzu suçluyorsun her an"adam perişan. Macunlar merhemler denedi umutlanıp zaman zaman iksirler losyonlar ve kaşındıkça kaşındı kan-revan. Doktor dedi ki adama"kesin bir şey denemez ama, belkiderdinizin devası derdinizin sebebi. İstiridye seks gücünü arttırır derler. Kim bilir,oğlunuzu yerseniz saatlerce sevişmek size vız gelebilir."Gece adam usulca süzüldü oğlunun odasına gözünde kan, alnında ter,dilinde yalan."Mutlu musun evlat? Doğrusu cennet dururken çekilmez böyle hayat düşün bi kere bezip de bu hayattan ölmek istemez mi insan?"Gözlerini kırpıştırdı Sam ama cevap vermedi. Babası iyice kavrayıp bıçağı gevşetti kıravatı. Tam tutmuş kaldırırken oğlu ceketine damladı adam kabukları ağzına dayadı ve gidiverdi Sam boğazından aşağı Sam'dan arta kalanları hemen götürüp gömdüler deniz kıyısına, kumsala. Bir damla gözyaşı, bir dua ve pürtelaş döndüler yuvalarına. İstiridye çocuğun mezarı:haç sahile vurmuş olan bir tahta parçasından ve kuma yazılmış bir söz:"kurtarır hazret-i isa"ama silindi haritası denizin ilk kabarmasıyla.

6 Nisan 2008 Pazar

Sekte-i kalp

Hayal ediyorum…


Başım yastığa kavuşup, kirpiklerim birbirine yapışıyor,
Ellerim dizlerim de, dudaklarım açılmamak üzere kilitleniyor,
Kalp atışlarım git gide hızlanıyor…


Camdan bir gül,
Renksiz…


Emin değilim,
Bir çift göz görüyorum.
Vücut yok, emsal yok...
Ya kıracağım kilidi pas tutmuş kapımı,
Bu kuru gürültü son bulacak.
Ya da bastıracağım içime çığlıklarımı
Kör kalacağım…



Gül ellerim de,
Kıpkırmızı…



…ve karanlığın en siyahın da kayboluyorum…

Sibel Yılmaz